Anasayfa » ‘Sürç-ü Lisan’ Üstüne 

Yazı Hakkında

Başlık: ‘Sürç-ü Lisan’ Üstüne
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 09 Ağustos 1998, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

‘Sürç-ü Lisan’ Üstüne

Freud dil sürçmesine inanmazdı.

Avusturya Ulusal Meclisi toplanmış Meclis Başkanı salonu gözden geçirdikten sonra, tane tane konuşmuş:

– Çoğunluğun olduğunu görüyor ve oturumu kapatıyorum.

Gülüşmeler, kahkahalar üzerine yanlışlığı fark etmiş:

– Özür dilerim, dil sürçmesi oldu… Çoğunluğun olduğunu görüyor ve oturumu açıyorum..

Freud’un olaya getirdiği yorum çok net:

– Aslında dil sürçmesi denilen şey, bilinçaltının yansımasıdır. Meclis Başkanı bilinçaltında, o oturumdan hayır gelmeyeceğine inanıyordu.. Açmaktansa kapatmak daha iyi olacaktı!

★ ★

Çirkin Sarışın Bayan, geçenlerde bir çirkinlik daha yaptı.

Cumhuriyetin 75. yıldönümü nedeniyle çıkarılmak istenilen “af”tan söz ederken tane tane konuştu:

– Bilmem neyin yıldönümü nedeniyle…

Cumhuriyet’in ürünü bir kadın.. 0 sayede Başbakan bile olmuş..

Hiç Cumhuriyet’e hakaret kastı olabilir mi?

Elbette ki hayır!

Kesinkes dili sürçmüştür…

Tıpkı Sabah gazetesindeki köşesinde, geçenlerde kalemi sürçen numaracı cumhuriyetçi gibi..
Cumhuriyetimizin “ilk üç cumhurbaşkanı” da meğer “darbeci” imiş(!).

Atatürk… İnönü… Bayar…

Kime karşı darbe yapmışlar?.. Osmanlı padişahına herhalde.

Neyi yıkmışlar?.. Saltanatı.

Neyi getirmişler? . Cumhuriyeti.

Elbette ki “dil sürçmesi”… Numaracı cumhuriyetçilerin bile, tutup da Osmanlı’nın yıkılmış olmasına ve de yerini  cumhuriyetin almış olmasına “ah.. vah etmelerinin akla yakın bir yanı olabilir mi?

Çirkin Bayan. Erbakan’ı da acaba affa sokabilir miyim diye uğraşırken sürçüyor.

Çizgi uzun ve o çizginin üzerinde çok halkalar var.

Numaracı cumhuriyetçilerin en ölçülü, en saygılı, olanı da geçenlerde Milliyetteki köşesinde dalga geçiyordu. “Bir kısım Batı’nın Lozan’ın yerine Sevr’i geçirme hevesleri içinde olduğunu öne sürenlerle.

“Komplo kültürü’’.. “Sevr sendromu”.. “Ulusal paranoya”..

Üniversite öğretim üyeleri. Köşe yazarları.. Siyaset adamları.. Ta Çankaya’ya, Sayın Demirel’e kadar uzanan sayısız insan..

Devletin gizli bilgilerine sahip isimlerin, özel konuşmalarda daha ayrıntılı kanıtlarla savunduğu, bu “ortak sav”..

Meğer hepsi de., ya komplocu, ya sendromcu ya paranoyacı..

Dil sürçmesi mi?.. Hayır!

Ama dilleri sürçen “Amerikalı strateji uzmanları” var. Türkiye’ye Sevr’i dayatma planında kilit ismin İngiliz David Hannay olduğunu söylüyorlar.. Hani
Ecevit, Cem ve Gürel’in “gizli ziyaret “istemini reddettikleri “özel temsilci”.

Amerikalı uzmanlar(!) yıllardır beyin yıkıyorlar:

– Atatürk’ü unutun.. Kemalizmi bırakın.. Ilımlı İslam ile anlaşın.. PKK ile diyaloğa girin.

Özal o “dil sürçmeleri”nin en etkili örneğiydi.

Kimi zaman diller, kimi zaman kalemler, kimi zaman ayaklar sürçtü,iş “Çekiç Güç” helikopterlerinin sürçüp PKK militanlarına yardım etmesine kadar uzadı.

Ama Cumhuriyet’e sahip çıkan güçler, önce Güneydoğu’yu parçalama planlarını önlediler. Sonra da “ılımlı İslam’ın devleti ele geçirmesinin önüne sel
çektiler.

Ve Silahlı Kuvvetler’in en üstlerinden bir isim, bir bilim adamına şöyle dedi;

– 12 Eylül’de bir oyuna geldik.. Artık oyuna gelmeyeceğiz!

Bilmem ki!.. Acaba dili mi sürçtü? Yoksa dilleri sürekli olarak sürçerleri uyarmak mı istedi?

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz