Anasayfa » Tahmin mi, Dilek mi?

Yazı Hakkında

Başlık: Tahmin mi, Dilek mi?
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 01 Şubat 1998, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Tahmin mi, Dilek mi?

Almanya’dayken gösterdiler.

Alman basınında Türkiye ile ilgili ilginç yorumlar çıkıyor. Türkiye ile Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve İran arasında benzerlikler kurar yorumlar.

Sovyetler’in ve Yugoslavya’nın “etnik sorun”
yüzünden yıkıldığını yazıyorlar… Şah’ın Iranı da “dinsel sorun” yüzünden yıkılmış. Oysa Türkiye’de
“hem etnik hem de dinsel sorun” varmış.

Halklarına “tepeden inme” dayatılan bu rejimler birer birer tarih olmuşlar.

İlk ikisi 70 yıl kadar dayanmış.. Artık sıra 75 yıllık Türkiye modelindeymiş..

Meğer suyumuz çoktan ısınmış da haberimiz yokmuş (!)

Acaba tahmin mi, yoksa dilek mi?

★★★

Almanya Doğu Araştırmaları Enstitüsü, milyarlarca lira sarf ederek Türkiye ile ilgili bir dizi araştırma “sipariş “etti.. 3 aylık, 6 aylık ve 12 aylık araştırmalar.

Ve başvuru süresi dün sona eren bu büyük projeyle ilgili açıklamada şu tümce dikkati çekiyordu: “Bu, bağımsız bir bilimsel inceleme değil, sipariş araştırmasıdır.”

Nedir araştırılacak olan?

“Hem iç hem de dış entegrasyonu engelleyen
‘başkası’ kültürel dışlama modellerinin Türk toplumunun farklı üyeleri arasında hangi yoğunlukta
varolduğu…”

Bu niçin araştırılacak?

Çünkü…

“Kürt sorunsalında gayet somut bir biçimde ortaya çıktığı gibi; eğilim demokratik ve politik değil, şiddete dayalı çözüm yollarınadır. ”

Araştırmada neler öncelik taşıyacak?

“Aleviler güya Kemalist devrim günlerinden beri Cumhuriyet Halk Partisini destekleyip Kemalist bürokrasiye sızmışlarsa, acaba kendi kültürlerini ne ölçüde politik düzleme taşıyabilmişler ya da taşımak istemişlerdir? Müteşebbis olarak ekonomik yönden yükselen Kürtlerin, Türk devletine
ve onun geleneksel yerleşim bölgelerinde Kürtlerce reddedilen kültürel tasarımlarına karşı tavırları
nedir?”

Peki bütün bunların amacı ne?

Saklamıyorlar:

“Fonksiyonel ve kültürel grupların resmi ideolojiyle ilişkilerine dair incelemeler, bu gruplar içinde
bir görüş oluşturma ve tartışma süreci başlatacak
ya da bunu güçlendirecektir.”

Yani?

Amaç Kemalist ideolojiyle bütünleşmiş olan kesimlerde tartışma başlatmak. Ve giderek “Acaba biz yanlış mı yapıyoruz?” dedirtmek.. .Özellikle de
Aleviler ve Kürtler arasında!

★★★

Kendi çıkarı için, Yugoslavya’nın parçalanma sürecini hızlandıran Almanya’dır. Aynı Almanya şimdi derinden derinden Kazakistan’daki 5 milyon Alman kökenli Kazak ile ilgilenmektedir.

Alman Kazaklarına “bağımsızlık” tohumları ekmeye çalışmaktadır.

Almanya hep “Türkiye sorunlarını Almanya’ya
taşıyor” diye yakınıyor. Oysa başka açıdan bakıldığında, aynı görüntünün başka bir tanımıda olabilir.

– Türkiye’nin sorunları acaba Almanya’da mı
kaşınıyor?..

Kendi başına bela oluncaya kadar, PKK’yi Avrupa’da güçlendiren ortamı hazırlayan Almanya’dır, “Kara Ses “e kucak açan Almanya’dır. Refah’a olağanüstü para akışını kolaylaştıran Almanya’dır. Hatla Alevilerin bölünmesi de “ne hikmetse” Almanya’da filizlenmiştir.

Şimdi de sormak Türkiye’nin hakkı:

– Acaba bazı sorunların Almanya’da yeşerip
Türkiye’ye ihraç olunması bir rastlantı mı?.. Acaba Uğur Mumcu., bazı pislikleri aydınlatmak için,
zaman zaman niçin Türkiye’den çok Almanya’da
araştırma yapmak gereğini duyuyordu?

Ve Erbakan Hoca geçmişte hep “Batı şeytanı “na
saldırırken.. Acaba niçin Almanya’yı hiç ağzına bile almıyordu?

Sevgili Mumcu’nun deyişiyle.. “Evet, niçin?..”

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz