Anasayfa » Tayyip Olayı!

Yazı Hakkında

Başlık: Tayyip Olayı!
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 18 Eylül 1998, Cuma

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Tayyip Olayı!

Tayyip Bey yasaların öngördüğü cezayı çekmeli mi, çekmemeli mi?

Çekerse, siyasal yaşamı “şimdilik” bitecek. Erbakan’ın yerine onu uygun
gören iç ve dış çevreler “hüsran”a uğrayacak..

Oldum olası soruları doğru sormayı öğrenemedik. Tıpkı RP davasında olduğu gibi, bu kez de soru yanlış soruluyor. Doğru soru ya da sorular şöyle
olmalı:

– Halen yürürlükte olan yasalara göre, Tayyip Bey’in yaptığı suç mu, değil
mi? Ve bu yasalar, demokrasiyle bağdaşıyor mu, bağdaşmıyor mu?

İsterseniz buna bir başkasını daha
ekleyebilirsiniz:

– Tayyip Bey’in siyasal yaşamının -bir af çıkana kadar- noktalanması, ne gibi sonuçlar verir?

***

Fazilet’in İstanbul Belediye Başkanı ne yapmış?

Meydanda toplanan kalabalığa haykırmış:

“Minareler süngü, kubbeler miğfer/Cami kışlamızdır, müminler asker..”

Sesini yükseltmiş:

“Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye Bu millet istedikten sonra, tabii elden gidecek… ”

Fetva vermiş:

“Bu ülkenin yüzde 99’u Müslüman. Hem laik, hem Müslüman olunmaz…”

Yumruğunu sıkmış:

“1.5 milyarlık İslam âlemi, Müslüman Türk milletinin ayağa kalkmasını bekliyor. Kalkacağız. Bu kıyam başlayacak…”

Peki bunların hepsini aynı konuşmasında mı söylemiş?

Hayır! Kimisini Siirt’te, kimisini Ümraniye’de, kimisini başka yerde.. Yani
bir “heyecan eseri” sarf edilmiş sözler değil. Sistemli olarak yinelenen, somutlaşmış bir tutum söz konusu.

Eğer bunlar yasalara göre suç ise, Tayyip Bey yaptığında daha da ağır bir
suç oluşturması gerekir. Çünkü önemli bir kişidir ve olay birkaç kişi arasında
değil, binlerce kişi önünde geçmektedir. Yani herhangi bir kişi tarafından yapılmasında,. kat kat daha etkilidir.

Ve bu arada Anayasanın, laiklik il kesinin değiştirilmesinin “teklif” dahi
edilemeyeceğini hükme bağladığı da bir gerçek!

★★★

Tayyip Bey’m mahkûmiyet kararı onaylanırsa ne olur?

Fazilet’in “keskin” kanadı, numaracı cumhuriyetçiler ve de bazı dış dostlarımız (!) çok üzülürler.. Fazilet içinde “baltaları gömme” yanlısı, ılımlı kanadın ağırlığı artar..

Yasaların herkese uygulanabileceği inancı “geç de olsa” uyanmaya başlar..

Dinci kesimdeki sivriler, adımlarını daha dikkatli atma gereğini duyarlar..

Cezanın onaylanmaması için, bazı Yargıtay üyelerine 5 milyon dolar rüşvet dağıtıldığı söylentilerinin asılsızlığı daha iyi anlaşılır.

Onama kararı çıkarsa: acaba bu, bazılarının öne sürdükleri gibi, hukukun
siyasallaştığı anlamına mı gelir?

Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, kararın onaylanmasını isterken şöyle diyor:

“Asıl suç işleyen siyasileri cezalandırmaktan çekinen hâkimlerin bulunduğu ülkelerde, hukukun siyasallaştığından söz edilebilir…”

Onama kararı hukuku siyasallaştırır mı, yoksa Yekta Güngör Özden’in dediği gibi, siyaseti hukuksallaştırma yolunu mu açar?!

★ ★★

En can alıcı sorunun yanıtını sona bıraktım.

Bu tür yasalar ve uygulamalar demokrasi ile bağdaşır mı? Batı da örnekleri var mı?

İspanyol mahkemeler, daha geçenlerde, ETA yanlısı bir gazeteyi ve radyoyu kapattı. Mallarına el koydu. Çalışanlardan 11 kişiyi tutukladı. Gazetenin iki muhabirini de 39‘ar yıl hapse çarptırdı.

Demek ki, AB üyesi Ispanya’da da
“düşünce özgürlüğü”nün bir sının bulunuyor!

Haziran ayında Side’de yapılan toplantıda, ünlü ve etkili bir Alman gazeteci şöyle demişti:

“RP’nin kapatılması ve İstanbul Belediye Başkanı’nın mahkumiyeti gibi
olaylar ancak Iran ‘da olur…”

Verdiğim yanıt kısaydı:

– Almanya da “aşırı’’ partilere üye olanların, postacı bile olmalarını engelleyen yasalar bulunuyor. Siyasal nedenlerle müzik gruplarını bile yasaklayabiliyorsunuz. Böyle bir şey İran’da var mı bilmem; ama Türkiye de yok!

(MEHMED KEMAL bizim gazeteciliğe başladığımız yılların ünlülerindendi. Bizim gibi yeni yetişenlere karşı, her zaman sevecen, ölçülü ve saygılıydı.
Onunla uzun yıllar sonra Cumhuriyette buluşmak, benim için hem bir mutluluk hem de onur olmuştu.. Sonbahar yaprakları gene dökülmeye başladı
Hüzünlüyüm!)

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz