Anasayfa » Türkiye’de Humeyni Olmaz, Ancak Erbakan Olur! (2)
Ahmet Taner Kışlalı Yazıları Cumhuriyet Gazetesi Haftaya Bakış Köşe Yazıları

Türkiye’de Humeyni Olmaz, Ancak Erbakan Olur! (2)

Yazı Hakkında

Başlık: Türkiye’de Humeyni Olmaz, Ancak Erbakan Olur! (2)
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.4)
Tarih: 06 Şubat 1994, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Türkiye’de Humeyni Olmaz, Ancak Erbakan Olur! (2)

Humeyni çizgisindeki Cemalettin Kaplan, Türkiye’ye gelse, düşüncelerini serbestçe savunsa, partisini kursa, RP’nin yarısı kadar oy toplayabilir mi?

Kıyaslanabilecek bir noktaya bile gelemez… Bir “dehşet” havası yaratır. Kitleleri iter. 12 Eylül öncesinin bazı sivri sol grupçukları gibi kalır.

İçe dönük, kendi üretip kendi tüketen, toplumdan soyutlandıkça hırçınlaşan her grupçuk gibi…

Niçin?

Çünkü her bitki, ancak kendine uygun ortamlarda gelişebilir de onun için…

İngiltere’deki krallık ile Suudi Arabistan’daki krallık aynı mı? Aynı olabilir mi?

Bugünü anlayabilmek için geçmişe gitmek ve bazı gerçekleri -bir kez daha- alt alta sıralamak zorundayız.

İslamiyet öncesi Türklerde kadın-erkek eşitti. Ev ve çocuklar üzerinde de kamu yaşamında da eşit haklara sahipti.

Kadın kale komutanı, elçi, hatta devlet başkanı olabilirdi.

Şamanizm kadını “kutsal” sayıyordu..

Ama aynı dönemde İran’da geçerli olan Zerdüşt dinine göre, kadın “kötü” ve “kirli” idi. Şeytanın yansımasıydı.

Arabistan’da ise kadın deveden bile değersizdi. İnsan olduğu tartışmalıydı… Kız doğuran analar, cezalandırılabiliyor, yeni doğmuş kız çocuklar, diri diri kuma gömülebiliyordu..

Türklerin Anadolu’da buldukları kültür sentezi de oldukça demokratik ve insancıl öğeler içermekteydi.

Niçin Iran ve Arabistan kökenli tarikatlar Allah korkusu üzerine kurulmuşken Anadolu’nun bağrında doğanların temelinde “Allah sevgisi” vardır?

Bektaşilik, Mevlevilik, Babailik niçin farklıdır?

İran’ın Şii’si katı ve acımasız iken Anadolu’nun Alevisinin hoşgörülü ve ilerici oluşu bir rastlantı mıdır?

★★★

O farklı geçmişin üzerine, Anadolumuz 20. yüzyılda iki
büyük farklılık daha ekledi. Kemalist devrim ve o devrimin başlattığı 70 yıllık bir demokratik deneyim..

Mustafa Kemal, Anadolu da değil de Iran ya da Arabistan’da dünyaya gelseydi laik-demokratik bir aydınlanma Çevrimini gerçekleştirebilir miydi?

Hayır!

Tarihin tanıdığı belki de en büyük devrimciydi. Ama
gerçekleştiremezdi. Çünkü Anadolu’daki koşullar oralarda yoktu.

Ve Kemalist devrim, Anadolu’yu diğer Müslüman toplumlardan ayıran farkı çok daha açtı. Kapatılamayacak kadar açtı!..

Sorun bakalım, RP’ye oy vermeye hazırlanan kitlelere, Türkiye’de Iran ya da Suudi Arabistan benzeri bir “din devleti” istiyorlar mı?

Sorun bakalım, RP toplantılarındaki başörtülü kadınlara; mirastan erkeğin yarısı kadar pay almaya hazırlar mı?

Kocalarının üstlerine üç kadınla daha evlenip kendilerini de istediği anda boşayabilmesini kabulleniyorlar mı?

Hırsızın elinin kesilmesinden “zina yapanın taşlanarak öldürülmesinden, yargı önünde kadının tanıklığının erkeğinkinin ancak yarısı kadar geçerli olmasından yanalar mı?

Bir “din polisi” olmasını, Ramazan ayında evlere, işyerlerine girip oruç tutulup tutulmadığını denetlemesini; kadının araba kullanmasına, yüzünü açmasına, erkeği yanında değilken sokağa çıkmasına engel olmasını istiyorlar mı?..

Ve sonra da dönüp RP’nin sayın yöneticilerine sorun…

Niçin soyut bir laiklik karşıtlığı ile yetiniyorlar da işi birazcık somutlaştırmaktan kaçınıyorlar? Örneğin erkeğin
birden fazla kadınla evlenebilmesine olanak verecek bir
yasa önerisi hazırlamayı engelleyen bir anayasa hükmü
mü var?

İran’daki, Suudi Arabistan’daki İslâmî düzenler le ilgili somut görüşleri nedir?

Sorun ki olay da netleşsin halkın tepkisi de.

★★★

Sayın Erbakan, eskiden 10 Kasım, 29 Ekim, 23 Nisan
gibi günlerde -her ne hikmetse- bir türlü Ankara da bulunamazdı. Bulunamadığı için de Anıtkabir’e gitmek kendisine “nasip “olmazdı.

Artık işlerini iyi ayarlıyor. Ata’ya saygısını göstermek için herkesten önce koşuyor “Atatürk yaşasa RP ‘li olurdu'” bile diyor.

Hoca’nın ne dediği önemli değil… Ama niçin dediği,
niçin demek gereğini duyduğu önemli!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz