Anasayfa » Üç İsim, Üç Resim…

Yazı Hakkında

Başlık: Üç İsim, Üç Resim…
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 22 Nisan 1998, Çarşamba

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

Üç İsim, Üç Resim…

Gençliği yaş ile ölçenler yanılırlar.

Çünkü yaş, gençliğin ölçütü değil, genellikle “nedeni”dir. Ama yaşı bir sınırın altında olanlar da her zaman genç değildir.

Gençlik bir “durum“dur, bir davranış biçimidir.

İdealizm.. İyimserliğin karamsarlığa ağır basması.. Haksızlığa direnme.. Düş gücü.. Çalışma ve üretme gücü.. Değişime, yeniliklere açık olma.. Kendi esenliğini toplumunun esenliğinde arama..

Gençliği tanımlayan yaş değil, işte bu niteliklerdir!

Hiç yirmi yaşındaki yaşlılara rastlamadınız mı? Atatürk öldüğünde bile genç değil miydi?

★★★

Bugün listemde üç genç var.

Çeşitli yaşlardan üç genç.. Gençliğin tanımına uygun.

İlki Prof. Emre Kongar… Yaşamı sürekli izlemek. düşünmek, yorumlamak ve üretmek olarak algılamış bir genç. Çizgisinden sapmayan. Önyargılardan uzak. Ufku geniş.

700 sayfayı aşkın yeni yapıtı duruyor önümde: “21. Yüzyılda Türkiye ”

Çıkalı daha birinci ayını tamamlamadan, Aydın Doğan‘ın ödülünü Prof. Doğan Kuban ile paylaşmış.

Türkiye’nin dününe, bugününe ve yarınına ışık tutuyor.

O’na göre, Türkiye’nin geleceğini -büyük ölçüde- üç temel süreç belirleyecek: Küreselleşme, kentleşme ve demokratikleşme.

Bu temel çerçevede Türkiye üzerinde –birinci derecede- etkili olacak da üç güç söz konusu: ABD, büyük sermaye ve ordu.

Kongar’ın aklının ve birikiminin ulaştığı nokta bu.

Siyasal İslamdan Güneydoğu sorununa kadar.. Türkiye’nin bugününü anlamak ve yarınını tartışmak isteyen her aydın bu birikimden yararlanmalı!

★★★

Abdullah Kehale bir kimya mühendisi.. İşadamı.

Atatürk’ün bir ulus yaratmak için bir araya getirdiği, yirmi bilmem kaç etnik kökenin birisinden.. Yaşamımda tanıdığını en bilinçli Kemalis’lerden…

Ufuktaki kara bulutları ilk görenlerden.

İşini, geçim kaynağını ikinci sıraya itmiş. Neredeyse tüm zamanını ve enerjisini, Kemalizm üzerindeki birikimini arttırmaya ve de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği safında savaşmaya adamış.

Bir yandan Devrim Tarihi üzerinde uzmanlaşmış.. Öte yandan, dar gelirli aile çocuklarını dinci dernek ve vakıfların tuzağından kurtarmaya çalışıyor.. Neredeyse birer birer.. İğneyle kuyu kazarcasına.

Ve önümde, bütün Devrim Tarihi derslerinde okutulması gereken bir yapıt duruyor: “Milli Mücadelede İç İsyanlar ve Cemil Cahit’in (Toydemir) Anıları”.

ÇYDD’nin yayımladığı kitap isminin çağrıştırdığından çok daha önemli.

Kurtuluş Savaşı’nın hangi koşullarda başladığı ve yürütüldüğü çok iyi çizilmiş. Dinci çevrelerin Vahdettin ve Mustafa Kemal’le ilgili savları çok net yanıtlanmış. Ve çok az sayfada, çok çarpıcı, akıldan çıkması çok zor bir tablo çıkmış ortaya.

Bitirmeden elinizden bırakamıyacağınız bir roman akıcılığıyla..

Dinsel neden olmadan çıkan dinsel ayaklanmalar.. Bu amaçla yabancıların akıttığı paralar, satın aldığı insanlar.. Somut belgeler.

Zaman zaman bugünün Türkiyesi’ndeki bazı olayları görür gibi oluyorsunuz.. Dehşete düşüyorsunuz..

Çalışma İÜ Devrim Tarihi Enstitüsü’nde bir tez olarak yapılmış. Danışmanlığını da Prof. Toktamış Ateş yürütmüş.

★★★

Üçüncü genç, Mahmut Makal.

“Bizim Köy”le ünü yurtdışına taşmış, Kemalist ülküyü yüreğinde, kafasında ve kaleminde hep taşımış.. Kendini toplumundan hep sorumlu saymış.. Köy Enstitülerinin toplumumuza kazandırdığı bir güzel genç. Yazarlık yaşamının yarım yüzyılını tamamlamış olan bir genç!

Kemalizmi “resmi ideoloji” diye nitelendirip, bugünkü tüm bozuklukların sorumlusu olarak gösterenlerin utanması gereken bir örnek.

Makal’ın yaşamı, devletten gelen haksız ve insafsız baskılarla.. sağcı iktidarların eziyetleriyle dolu..

Köy Enstitüleri olayını aydınlatanlar da dahil, tam on beş güzel yapıtı var Sayın Makal’ın.. Hangi birine değineceksiniz!

17 Nisan’ın yıl dönümünde Tansu Bele Sayın Makal’a soruyor:

– Türkiye de 1923 yılında Cumhuriyet yönetiminin kuruluşuyla başlayan demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü dönemin, Atatürk’ün “imtiyazsız sınıfsız bir kitle” olarak tanımladığı Türk toplumunda “efendimiz” dediği köylüye ulaşamamasını hangi nedenlere bağlamaktasınız?

Yanıt bir yarım yüzyılı özetliyor:

– Köy Enstitüleri kapatıldı. Atatürk ’ün yolundan dönüldü. Atatürk’ün kaybından sonra birkaç yıl duraklama dönemi yaşadık. Sonra gerileme dönemine girildi..

★★★

Köprülerin altından çok sular aktı.. Koşullar değişti.

Cumhuriyet in çocukları.. Makal’lar, Kehale’ler, Kongar’lar hâlâ genç

Ve sokaklarda, Özal’ın “rahle-i tedrisi”nden geçmiş, 20-30 yaşlarındaki yaşlılar dolaşıyor. Kimisi “köşe dönme” peşinde. Kimisi kurtuluşu geçmişin karanlıklarında arıyor.. Bilinçsiz.

Ama biz biliyoruz ki. toplumların geleceğim kuracak olanlar gençlerdir.. Yaşları ne olursa olsun!

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz