Yazı Hakkında
Başlık: | Yanlışlık Kimde? |
Kaynak: | Cumhuriyet Gazetesi (s.3) |
Tarih: | 04 Aralık 1996, Çarşamba |
Yazı
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Yanlışlık Kimde?
Cezayir’de bir halkoylaması yapıldı. Ve halkın yüzde 85’ten fazlası, köklendirici partilerin kapatılması için oy verdi.
Yanıtlanması gereken iki soru var:
Bir zamanlar Islamı Selamet Cephesine yüzde
ellinin üzerinde oy veren bir halk, niçin tutum değiştirdi? Yasaklamak doğru mu yanlış mı?
Konu dizdeki siyasal ortam açısından da önem taşıyor.
Birinci sorunun yanıtı kolay.
İslam adına yapılan terör masum insanların acımasızca öldürülmesi, öncelikle İslamcı cepheye zarar verdi.
Tıpkı Stalin dehşet verici diktatörlüğünün, Avrupa’daki komünist partilere verdiği zarar gibi Tıpkı Fransa’ dakı 1968 öğrenci ayaklanmalarının,sonunda DeGaulle’ün iktidarını güçlendirmesi gibi…
Bu açıdan Fransa örneği özellikle anlamlı ve önemlidir.
Başlangıçta öğrenci hareketine halktan büyük bir destek vardı. Öğrencilerin yaktığı kıvılcım, giderek devrimci bir patlamaya dönüşmüştü. Dokuz buçuk milyon işçi greve gitmişti. İnsanlar stadyumlarda, kurulacak “yeni düzen”i tartışıyorlardı.
Ve birden, her şeyi tersyüz eden bir gelişme oldu.
Sorbon yakınlarında sokak barikatları kurulmaya, arabalar yakılmaya, polisle çatışmaya başlandı Halk desteğini çekti ..Greve giden işçilerin karıları bile, yenilenen seçimlerde tutucu iktidara oy
verdiler Düzenin korunması için De Gaulle’c destek oldular.
Başaracağı, kendi düzenini kuracağı inancını veremeyen “şiddet” bir tek şeye hizmet eder. Halkı düzenin yanma itmeye!
Çünkü hiç kimse, Dimyat’tan geleceği kuşkulu bir pirinç uğruna, evindeki bulgurdan olmak istemez.
★★★
Köktendinci partileri yasaklamak, doğru mu yanlış mı?
Eğer toplumda ciddi destekleri varsa, yasakların siyasal akımları yeraltına ittikleri doğrudur. Demokrasinin olanak tanıdığı akımların, zamanla ehlileşme olasılığının bulunduğu da doğrudur.
Ama göz ardı edilemeyecek başka doğrular da var.
Şiddet yöntemlerinden ve yeraltından destek alan bir “yerüstü parti”, giderek demokratik süreçleri işlemez hale getirebilir. Seçimler anlamını yitirebilir. Oylar -şiddetten ya da dinden kaynaklanan korkunun tutsağı olabilir.
Demokratik olmayan araçlara demokratik araçları da ekleyen bir parti, tüm diğer partilere karşı üstünlük sağlayabilir.
Demokrasi, o partiyi ehlileştireceğine, o parti demokrasinin sonunu getirebilir.
Avrupa bunu Hitlerle Mussolini ile yaşadı. Ve sonunda da “demokrasinin demokrasiyi yıkmak amacıyla kullanılamayacağı “na karar verdi.
Demokrasilerde her akıma ve partiye yer vardır;
ama iki koşul ile!
Bir… İktidar mücadelesini, demokrasinin tüm kurum ve kurallarına uygun olarak yapmak.
İkı… İktidara ulaştıktan sonra da demokrasinin temel kurum ve kurallarını koruyacağını peşinen kabul etmek
★ ★★
Almanya niçin “yeni Nazi” propagandası yapan
müzik gruplarını bile yasaklıyor? Niçin bir Alman yurttaşının, Hitler’in kitaplarını bir başka dile çevirmesi bile yasak?
Oysa faşizm ve Nazizm, bunalım dönemlerinin ürünüdür.
Gelişmiş, temel sorunlarını çözmüş, gelir düzeyi yüksek bir ülkede -eğer ciddi bir bunalım yaşanmıyorsa- demokrasi için tehlike de yok demektir.
Böyle bir ülkede bile, niçin demokrasi karşıtı akımlar yasaklanıyor?
Cezayir ya da Türkiye, bir Almanya’dan daha mı çok güvenceye sahip?
Evet, demokrasi karşıtlarını da ehlileştirir. Ve bu ehlileştirmeye de önce şu kuralla başlar:
– Eğer benim olanaklarımdan yararlanmak istiyorsan, benimle bağdaşmayan yöntem ve amaçlarını kapının önünde bırakmak zorundasın!
Demokrasi, oyların özgürce ve bilinçli oıarak verilmesi ölçüsünde gerçeklik ve anlam kazanan bir
yönetim biçimidir.
Ne silah demokrasi ile bağdaşır., ne Tanrı’yı alet
ederek insanları kandırmak1 Ve ne de -onlara dayanarak iktidara geldiğinde- demokrasiyi yok etmeyi öngörmek!
“Kin ve nefret” saçan bir Kayseri Belediye Başkanı’na- ya da hacılara demokrasiyi yıkma yeminleri ettiren bir milletvekiline gösterilen hoşgörü, demokratlık değildir.. Aymazlıktır.
Yorum Yaz