Anasayfa » ‘Yeniden Cumhuriyet’in Eğitim Programı
Ahmet Taner Kışlalı Yazıları Cumhuriyet Gazetesi Haftaya Bakış Köşe Yazıları

‘Yeniden Cumhuriyet’in Eğitim Programı

Yazı Hakkında

Başlık: ‘Yeniden Cumhuriyet’in Eğitim Programı
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi (s.3)
Tarih: 02 Mart 1997, Pazar

Yazı

HAFTAYA BAKIŞ

AHMET TANER KIŞLALI

‘Yeniden Cumhuriyet’in Eğitim Programı

Yarın çok önemli bir olayın yıldönümü.

Amacım o yıldönümünü kuru kuruya anmak değil. Ya da herkesin çok iyi bildiği anlamını ve önemini bir kez daha yinelemek hiç değil.

3 Mart 1924 tarihli “Öğretim Birliği Yasası” (Tevhid-i Tedrisat), hangi gereksinmenin ürünü idi? Tarihsel koşulların yarattığı o gereksinme, bugün niçin yeniden doğuyor?

En önemlisi de tarihin ışığında… Birçok kurumu “tahrip” edilen, Atatürk’ün cumhuriyetini “yeniden” kurarken, eğitim alanında “somut” olarak yapılması gereken nedir?

★★★

Osmanlı’nın son döneminde üç tür okul, daha doğrusu üç eğitim sistemi yan yana duruyordu. Ve bunlar, birbirlerinden farklı, çoğu kez birbirlerine “zıt”, üç tür insan yetiştiriyorlardı.

Birincisi “mahalle mektepleri” ve “medrese”lerdi. Eğitim Kuran’a ve Arapça öğrenimine dayanıyordu… Kopernic Güneş sistemini 1543’te aydınlatmıştı. Oysa Osmanlı medreselerinde, bundan üç yüzyıl sonra, hâlâ Dünya merkezli “güneş sistemi” okutuluyordu.

İkincisi “Tanzimat okulları” idi. Bunlar çağdaş bilgilerin aktarıldığı eğitim kurumları olmak çabasındaydılar.

Üçüncü olarak da yabancı dille eğitim yapan “misyoner okulları” vardı…

Üç farklı okul… Üç farklı insan.. Ve gerek devlet örgütünde, gerekse toplumsal yaşamda, birbirini anlayamayan, birbiriyle kavgalı üç tür yurttaş.

O tarihlerde Anadolu’da yaşayan yirmi etnik kökenden bir “ulus” yaratılabilir ve böylece çağdaşlaşma kapısı aralanabilirdi. Ama farklı dünyalar için yetiştirilen üç tür yurttaştan bir ulus yaratılamazdı…

“Mektepli” ile “okullu” arasında bir dayanışma duygusunun, bir “biz” duygusunun yaratılması olanaksızdı!

★★★

Devrim yasasından 73 yıl sonra eğitimde durum nedir?

Bu sorunun yanıtını Prof. Mahmut Adem, “Demokratik Laik Çağdaş EĞİTİM POLİTİKASI” kitabında veriyor.

Bir… Türkiye, zorunlu eğitimi beş yıl olan, dünyanın en geri 12 ülkesinden birisi. Temel eğitimin 12 yıla çıkarılmasına karşı olmayan ANAP bile, imam okullarının bu kapsama alınmasına karşı çıkıyor. Çünkü bu durumda, imam okullarının orta bölümlerinin kapanması gerekiyor.

İki… Türkiye, nitelikli işgücü yetiştirmeye öncelik vermek zorunda. Ama 1993/94 öğretim yılında, imam okullarında 446 bin 429 öğrenci var. Teknik öğretim gören öğrencilerin sayısı ise 330 bin 136… Aynı yıl devletin verdiği burslardan 2 bin 707’sinin din öğretimine ayrılmasına karşılık, teknik öğretime ayrılan burs sayısı 2 bin 404… Din öğrenimi gören öğrencilere devletin sağladığı yatak sayısı 47 bin 600. Teknik öğrenim görenlere sağlanan ise 13 bin 68.

Üç… İmam olmak üzere eğitilen gençler, artık vali, kaymakam, yargıç, savcı olabiliyorlar. Kız öğrenciler arasında sadece başörtülü değil, peçeli olanlar bile var. Başörtüsü ile derse giren öğretmenlerin sayısı artıyor… Dinsel amaçlı vakıflar, kız öğrenciler için ayrı okullar açıyorlar. Tarikatlar, yoksul çocuklara devletçe sunulmayan olanakları sağlayarak onları kendi amaçlarına göre eğitiyorlar.

Dört… YÖK sistemi sayesinde tarikatçı rektörler dönemi başladı. Bazı yeni üniversitelerde, müftülere “onur doktorası” veriliyor. İlkokul sınıf öğretmeni yetiştiren fakültelerde “Arap dili ve edebiyat bölümleri” açılıyor…

★★★

Peki ne yapmalı?

Bu sorunun yanıtını da Sayın Adem çok net veriyor.

Bir… Sekiz yıllık zorunlu temel eğitime bir an önce geçilmelidir. İmam okullarının orta bölümleri bu kapsama alınmalıdır.

İki… Ülkenin imam gereksinmesi yönünden doyum noktasını aşması nedeniyle, bütün imam liseleri “genel lise”ye dönüştürülmelidir.

Üç… Vakıflar, dernekler ve bireylerce kurulan ve işletilen tüm öğrenci yurt ve pansiyonları, Kredi ve Yurtlar Kuruntu’na devredilmelidir.

Dört… Kuran kursları, 8 yıllık temel eğitimden sonra, yalnızca gündüzlü öğrenci almalıdır. Tüm Kuran kursları MEB’ye bağlanmalıdır.

Beş… MEB’de laik düzen sağlanmalıdır. Üniversiteler, yönetsel açıdan da yeniden özerk olmalıdır…

★★★

Şeriat devleti şeriat eğitimi yapar… Komünist devlet komünist, faşist devlet faşist eğitim… Demokratik devlet de “demokratik” eğitim.

Eğer bir “demokratik devlet”, kendi eliyle şeriatçı kuşaklar yetiştiriyorsa…

Eğer bir devlet, bazı çocuklarına laik eğitim verirken, bazı çocuklarına da şeriatçı eğitim veriyorsa…
Ve o çocukları, toplumsal ve siyasal yaşamda, birbirlerine düşman kuşaklar olarak karşı karşıya getiriyorsa…

O devleti yönetenler ya “cahil”dir, ya “gafil”dir ya da “hain”dir!

ÇİÇEK DAVETİ – 45 derneğin oluşturduğu, 25 bin üyesi bulunan İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, yarın saat 12.30’da Taksim Atatürk Anıtı’na çiçek koyacak. “Öğretim Birliği Yasası “nı kutlamak, laik hukuk devletini ve çağdaş eğitimi desteklemek için; alın ellerinize çiçeklerinizi ve orada olun! Türkiye’nin aydınlık yüzüne güç verin!

 

 

 

 

Orijinal Görsel

Yorum Yaz

Yorum yaz